Karbondioksitin nakliyesi ve depolanması için en iyi uygulamalar
Karbon yakalama prosesinden sonra, en iyi kararın alınabilmesi için etkili ve güvenli nakliye ile depolama yöntemlerinin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekir

Kısaca
- CO₂ yakalandıktan sonra, kullanma veya depolama alanlarına taşınmalıdır. Boru hattı taşımacılığı, genellikle büyük hacimli yüklerin kara yoluyla nakliyesi için kullanılan en uygun maliyetli yöntemdir; gemiler ise denizaşırı nakliye için uygundur. Kamyonlar ve demiryolları, daha kısa mesafelerde daha küçük miktarların taşınması sırasında esneklik sağlar.
- Tükenen petrol sahaları ve tuzlu su akiferleri gibi jeolojik oluşumlar, şu anda uzun vadeli karbondioksit depolama için en uygun seçeneklerdir. Tükenen kuyularda derin okyanus sekestrasyonunun araştırılması devam etmektedir.
- Bileşenin yüksek konsantrasyonlu hacimlerde tehlikeli yapısı nedeniyle CO₂ nakliyesi sıkı bir şekilde düzenlenir. Saflık standartları, nakliye ve depolama sırasında güvenliğin, kullanım sırasında ise proses bütünlüğünün korunmasına yardımcı olur.
- Karbon yakalama, kullanma ve depolama (CCUS) değer zinciri boyunca doğru enstrümantasyonla yapılan kapsamlı izleme, güvenliğin sağlanmasına, kaçakların önlenmesine ve depolama sahalarının uzun vadeli bütünlüğünün izlenmesine yardımcı olur.
- CCUS teknolojilerinin yaygın olarak kullanılması için, teknik ve ekonomik zorlukların üstesinden gelmek amacıyla sürekli araştırma, yatırım ve sektör paydaşları arasında işbirliği yapılması gereklidir.
Yakalama sonrası karbon değer zincirinin oluşturulması
Zararlı CO₂ sera gazının (GHG) atmosfere salınımının önlenmesi için endüstriyel emisyonların CCUS teknolojiler ile yönetimi giderek daha yaygın hale geliyor. Bu yöntemler, karbondioksit emisyonu yüksek proseslerin düzenleyici hedefleri karşılamasını sağladıkları için özellikle caziptir. Proses verimliliği iyileştirmeleri veya yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı yoluyla sera gazı emisyonlarını azaltma olanakları sınırlı olduğunda, bu yöntemler özellikle değerlidir.
Değer zincirinde etkili karbon yakalama yöntemlerinin geliştirilmesine önemli ölçüde odaklanılırken, alt aşamalarında da çok sayıda faaliyet bulunuyor. Karbondioksit gazı yakalandıktan sonra, bazen sıkıştırılarak sıvı hale dönüştürülmesi gerekir. Daha sonra, kullanım veya depolama için dikkatlice seçilmiş bir yere güvenli bir şekilde taşınır. Mesafe, coğrafya, mevcut altyapı, çevre etkisi ve nakliye maliyeti gibi birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır.
Şu anda, üç ana nakliye yöntemi hakim konumdadır: boru hatları, kara taşıtları ve deniz araçları. Bu yöntemlerin her biri belirli uygulamalarda kullanıma daha uygundur, bazı uygulamalarda daha az kullanılması gerekir. Yöntem fark etmeksizin, fonksiyonel lojistik sistemleri kurmak ve emisyon azaltma stratejisi olarak CCUS teknolojisinin uzun vadede başarısını garantilemek için yenilikçi çözümler ve sağlam bir altyapı gereklidir.
Karbondioksit nakliyesi
Boru hatları, büyük hacimli CO₂'nin uzun mesafelerde, özellikle kara yoluyla nakliyesi için en yaygın kullanılan ve genellikle en ekonomik seçeneklerdir. Bazı durumlarda, mevcut doğalgaz boru hatları karbondioksit nakliyesi için yeniden düzenlenebilir ve böylece mevcut altyapının kullanılması nedeniyle uygun maliyetli bir çözüm sağlanır. Bu yöntem, yeni tesislerin inşasının yarattığı çevresel etkiyi de en aza indirir.
Ancak, doğalgaz boru hatlarının karbondioksit nakliyesi için yeniden düzenlenmesine yönelik dikkatli bir değerlendirme yapılması gereklidir. Bu bileşenin farklı özellikleriyle, özellikle de aşındırıcı yapısı ve yüksek basınç gereksinimleriyle uyumluluğun sağlanması için potansiyel değişikliklere ihtiyaç vardır. Doğalgaz boru hatları genellikle 90 bar (1.300 psi) basınç değeri ile sınırlıyken, bazen uzun mesafe karbondioksit nakliyesi için 150 bar (2.175 psi) basınç değerine kadar çıkılması gerekebilir.

Karbondioksit nakil boru hattı
Analizler
Doğalgaz boru hatlarının karbondioksit nakliyesi için yeniden düzenlenmesine yönelik dikkatli bir değerlendirme yapılması ve bu bileşenin farklı özellikleriyle, özellikle de aşındırıcı yapısı ve yüksek basınç gereksinimleriyle uyumluluğun sağlanması için potansiyel değişikliklerin gerçekleştirilmesi gerekir.
Kamyonlar ve demiryolları, özellikle kısa mesafelerde ve boru hattı altyapısının sınırlı olduğu bölgelerde, daha küçük hacimli CO₂'nin nakliyesi için esnek bir seçenek sunar. Çok yönlülük özellikleri sayesinde, karbondioksitin yakalama noktaları ile yerel depolama tesisleri arasında nakliyesi için uygundur. Ayrıca, farklı kaynaklardan daha küçük hacimlerde topladıkları karbondioksiti, daha büyük sevkiyatlar için merkezi depolama tesislerine taşıyabilirler. Ancak, uzun mesafelerde CO₂ nakliyesinde karayolu taşıtlarının, özellikle de kamyonların, kullanımı oldukça maliyetlidir ve trafiğin sıkışmasına yol açarken dizel yakıt emisyonlarına da katkıda bulunur.
Düzenlemeler ve saflık standartları
Karbondioksitin düzenlemelere ve saflık standartlarına uygun olarak güvenli ve verimli bir şekilde nakliyesini sağlamak gerekir. Belirli kurallar bölgelere göre farklılık gösterse de, karbondioksit yüksek konsantrasyonlarda tehlikeli madde olarak sınıflandırılır. Nakliyesi, her bölgede doğalgaz nakliyesinde geçerli olanlara benzer kurallara tabidir. Bu güvenli taşıma düzenlemeleri, boru hattının bütünlüğü, kaçağın önlenmesini ve acil durumda müdahale protokollerini ele alır.
Ayrıca, CO₂ saflığı hem son kullanım uygulamaları hem de nakliye güvenliği açısından çok önemlidir. Su, hidrojen sülfür ve azot oksitler gibi safsızlıklar kimyasal reaksiyonlara, korozyona ve ürün kusurlarına neden olabilir.
Karbondioksit depolama
Nakledilen karbondioksit ya endüstriyel bir proseste kullanılmalı veya atmosfere salınmasını önlemek için güvenli bir şekilde depolanmalıdır. En sık tercih edilen depolama yerleri mağara benzeri jeolojik oluşumlardır, ancak derin okyanus sekestrasyonuna olan ilgi de giderek artmaktadır.

Endüstriyel proseslerden elde edilen karbondioksit toprak altında veya deniz altında yüzyıllar boyunca depolanabilir
Jeolojik depolama
Karbondioksit jeolojik oluşumlarda depolanırken, genellikle yeraltı su seviyesinin bir kilometre altında, dikkatle seçilmiş ve izlenen alanlara enjekte edilir. Seçilen yerler genellikle tükenen petrol ve gaz sahaları, derin tuzlu su akiferleri ve çıkarılamayan kömür damarları gibi önceden var olan yeraltı rezervuarlarıdır. Bu gözenekli kaya oluşumlarının üstü, CO₂ kaçağını önlemek için genellikle gözeneksiz bir “örtü kayaç” ile kapatılır.
Yeraltında depolama, karbondioksitin binlerce yıl boyunca depolanması için güvenli bir yöntem sağlamıştır.ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS), Amerika Birleşik Devletleri'nin yaklaşık 3.000 metrik gigaton karbondioksiti depolayabilecek jeolojik oluşumlara sahip olduğunu tahmin etmektedir. Ancak, uygun depolama alanlarının seçilmesi ve oluşumun bütünlüğünün sağlanması için kapsamlı jeolojik araştırmalar ve modelleme yapılması gerekir. Bu proses aynı zamanda, indüklenen sismik aktivite ve yeraltı su kaynakları üzerindeki etkileri gibi potansiyel riskleri azaltmayı amaçlar.
Jeolojik depolama, öngörülebilir gelecek için en uygun seçenek olmaya devam ederken, araştırmacılar alternatif yöntemleri araştırmaya devam ediyor. Mineral karbonasyon, örneğin, stabil karbonat mineralleri oluşturmak için doğal jeolojik prosesleri taklit ederek karbondioksitin yeryüzündeki elementlerle reaksiyona girmesini sağlar ve karbonu uzun süreler boyunca etkin biçimde depolar. Uzun vadeli depolama umut verici olsa da, bu yöntem önemli miktarda enerji gerektirir ve maliyet, ölçeklenebilirlik ve kaynak erişimi açısından engellerle karşı karşıyadır.
Alternatif olarak, karbondioksit deniz yatağının altındaki kaya oluşumlarına da enjekte edilebilir. Örneğin, Avrupa'daki Kuzey Denizi, geniş kumtaşı katmanlarında yaklaşık 100 milyar ton karbondioksit depolama potansiyeline sahiptir. Bu, küresel olarak salınan tüm karbondioksitin neredeyse üç yıllık miktarına eşittir.
Ölçüm ve izlemenin önemi
CCUS teknoloji zincirinin tamamı boyunca doğru enstrümantasyon ile yapılan doğru ölçüm ve izleme, proses verimliliğini, güvenliği ve çevresel bütünlüğü sağlamak açısından çok önemlidir. Taşıma sırasında, güvenli nakliye ve doğru alım-satım sağlamak için boru hatlarında ve terminallerde karbondioksit basıncı, sıcaklık, akış ve kalite ölçümleri yapılmalıdır.

Alım-satım onayı ile ölçüm skidlerinin teslimi
Seçilen depolama yönteminden bağımsız olarak, kapsamlı izleme uzun vadeli saha bütünlüğünün sağlanması ve CO₂'nin atmosfere geri sızmasının önlenmesi açısından çok önemlidir. Depolama rezervuarlarındaki karbondioksitin etkin bir şekilde izlenmesi, hareketi ve davranışı hakkında bilgi sahibi olmak için ileri teknolojiler ve gelişmiş gaz algılama sistemleri gerektirir. Sürekli ve sağlam ölçümler, olası anormalliklerin ve kaçakların erken aşamada tespitine yardımcı olur, personelin müdahale edebilmesi ve çevresel riskleri azaltabilmesi için anında bildirim sağlar.
Nakliye ve depolama altyapısında inovasyonlar
Karbondioksit yakalandıktan sonra, karbondioksitin varış noktası ve bu noktaya ulaştırılması için kullanılacak araçlar hususunda kararlar alınması gerekir. Hem kamu hem de özel sektör paydaşlarının devam eden araştırmaları ve yapılan önemli yatırımlar, sera gazı emisyonlarını azaltmak için gerekli olan nakliye ve depolama altyapısının genişletilmesi açısından çok önemlidir. Bu durum, CCUS ekipmanının teknolojik özelliklerini ve ekonomik uygulanabilirliğini artıracak ve endüstride yaygın olarak benimsenmesini kolaylaştıracaktır.
Endüstriyel ürün proses akışlarından CO₂'nin yakalanması, CCUS değer zincirinde kritik önemde bir ilk adımdır. Ancak, bunun uzun vadeli başarısı, güvenli, verimli ve sürdürülebilir taşıma, kullanma ve kalıcı depolama çözümlerinin geliştirilmesine bağlıdır. En önemli nakliye yöntemleri boru hattı, kara taşıtı ve deniz taşımacılığıdır, depolama için ise jeolojik oluşumlar en uygun seçenektir.
Verimliliği artırmak ve diğer seçenekleri geliştirmek için, teknik, ekonomik, düzenleyici ve sosyal zorlukların ele alınması amacıyla hükümetler, proses üreticileri, araştırmacılar ve topluluklar arasında uyum sağlanması gerekmektedir. Ancak, bu özelliklere yapılacak yatırımların, önümüzdeki on yıllarda CCUS teknolojilerinin sera gazı azaltımları üzerindeki olumlu etkisini artırması ve endüstrinin daha sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için iddialı net sıfır hedeflerine ulaşmasına yardımcı olması beklenmektedir.
Bir proje mi planlıyorsunuz? Karşılaştığınız zorluklar hakkında uzmanlarımız ile görüşün
Yerel Endress+Hauser endüstri uzmanlarımız size destek vermeye hazırdır
Sık sorulan sorular
Zararlı CO₂ sera gazının (GHG) atmosfere salınımının önlenmesi için endüstriyel emisyonların CCUS teknolojiler ile yönetimi giderek daha yaygın hale geliyor. Bu yöntemler, karbondioksit emisyonu yüksek proseslerin düzenleyici hedefleri karşılamasını sağladıkları için özellikle caziptir. Proses verimliliği iyileştirmeleri veya yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı yoluyla sera gazı emisyonlarını azaltma olanakları sınırlı olduğunda, bu yöntemler özellikle değerlidir.
Değer zincirinde etkili karbon yakalama yöntemlerinin geliştirilmesine önemli ölçüde odaklanılırken, alt aşamalarında da çok sayıda faaliyet bulunuyor. Karbondioksit gazı yakalandıktan sonra, bazen sıkıştırılarak sıvı hale dönüştürülmesi gerekir. Daha sonra, kullanım veya depolama için dikkatlice seçilmiş bir yere güvenli bir şekilde taşınır. Mesafe, coğrafya, mevcut altyapı, çevre etkisi ve nakliye maliyeti gibi birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır.
Şu anda, üç ana nakliye yöntemi hakim konumdadır: boru hatları, kara taşıtları ve deniz araçları. Bu yöntemlerin her biri belirli uygulamalarda kullanıma daha uygundur, bazı uygulamalarda daha az kullanılması gerekir. Yöntem fark etmeksizin, fonksiyonel lojistik sistemleri kurmak ve emisyon azaltma stratejisi olarak CCUS teknolojisinin uzun vadede başarısını garantilemek için yenilikçi çözümler ve sağlam bir altyapı gereklidir.